BÖLÜM 4

1. Daha sonra kralın en güçlü oldu­ğunu düşünen adam konuşmaya başladı:
2. "Efendiler, bütün kara ve denizleri, onların içindeki her şeyi yö­neten kişiler en güçlüler değiller mi­dir?
3. Ama kral onlardan daha güç­lüdür. O onların efendisi ve kralıdır. O ne derse ona uyarlar.
4. Eğer onların savaşmasını isterse, yaparlar. Onları düşmana karşı yollarsa, giderler. Dağ­ları, surları, kaleleri fethederler.
5. On­lar ölür, öldürürler, ama kralın buy­ruklarına karşı gelemezler. Zafer ka­zansalar bile, elde ettikleri bütün ga­nimeti krala getirirler.
6. Aynı şekilde, orduda hizmet vermeyen ya da savaş­mayan, ama toprağı süren herkes, ne zaman tohum ekip ekin toplarsa, bir kısmını krala getirir. Herkes krala ver­gi vermek zorundadır.
7. Sonuç olarak, o tek adamdır! Birinin öldürülmesini buyurursa, öldürülür. Birinin serbest bırakılmasını buyurursa, bırakılır.
8. Sal­dırmalarını buyurursa, saldırılır, "Ya­kıp yok edin" derse, hemen uygulanır. Bina etmelerini buyurursa, yapılır,
9. ke­sip biçmelerini buyurursa, kesilir, dik­melerini buyurursa, dikilir.
10. Onun hal­kı, ordusu ona itaat ederler. Dahası, o uzanıp yaslanır, yer-içer, uyur
11. ama, onun etrafında nöbet tutulur, hiç kimse onun kişisel işlerine karışamaz, ne de ona itaatsizlik edebilir.
12. Efendi­ler, kendisine bu denli itaat edildiği için, neden kral en güçlü olmasın?" Böylece ikinci adam da konuşmasını bitirdi.
13. Daha sonra kadınlar ve gerçekle ilgili düşüncelerini söyleyen üçüncü adam Zerubbabil konuşmaya başladı:
14. "Efendiler, kral uludur, erkekler çok­tur, şarap da güçlüdür. Ama hepsini yöneten kimdir? Kadınlar değil mi?
15. Kadınlar, kralları, denizlerle kıtaları yöneten tüm insanları doğurdu.
16. On­lar kadından geldiler. Kadınlar, şara­bın kaynağı üzüm bağlarını kuran pek çok erkeği büyüttü.
17. Erkeğin giysile­rini kadınlar yapar, onlar erkeğe şan getirir. Erkekler, kadınlar olmaksızın var olamazlar.
18. Eğer erkekler altın, gümüş ya da başka herhangi güzel bir şey toplayıp sonra hoş görünüşlü gü­zel bir kadın görürlerse, bütün ellerin­dekini hayranlıkla, şaşkınlıkla kadına bakma uğruna kaybetmeye razı olur­lar.
19. Bütünüyle onu, altına, gümüşe ve diğer benzer güzel şeylere tercih ederler.
20. Bir erkek, onu yetiştiren ken­di öz babasını, kendi ülkesini bırakıp karısına bağlanır.
21. Babası, annesi ya da ülkesine ilişkin en ufak bir düşün­cesi olmadan, karısıyla günlerini geçi­rir.
22. Bu nedenle mutlaka bilmelisiniz ki, kadınlar sizleri yönetmektedir! "Çalışıp didiniyor, zahmet çeki­yor, sonra da her şeyi getirip kadın­lara vermiyor musunuz?
23. Bir erkek, kılıcını alır, soyup talan eder, deniz­lere, ırmaklara yelken açıp uzaklara gider.
24. Aslanlarla karşılaşır, karan­lıklarda yürür, çalıp yağmaladığında, onları geri, sevdiği kadına getirir.
25. Bir erkek, karısını anne ve babasından daha fazla sever.
26. Pek çok erkek ka­dınlar yüzünden aklını kaybedip köle oldu.
27. Bazıları mahvoldu veya sürç­tü ya da günah işledi.
28. Şimdi bana inanmıyor musunuz?
"Gücüyle ulu olan kral değil mi­dir? Uluslar ona dokunmaktan kork­mazlar mı?
29. Ancak, ben onu şanlı Baartakus'un kız kardeşi olan kral cariyesi Apeme'yle gördüm. O kralın sağ tarafında oturur,
30. kralın başın­dan tacını alıp kendi başına koyar, sol eliyle de krala şamar atardı.
31. Kral da buna ağzı açık şaşkın şaşkın bakardı. Cariye krala gülümserse, o da gülerdi. Ona öfkelenirse, kendisiyle barışması için cariyenin gönlünü alırdı.
32. Efen­diler, bu tür şeyler yaptıkları için ka­dınlar güçlü değil midirler?"
33. Kralla soylular sadece birbirlerine baktılar.
Sonra Zerubbabil gerçek hakkında konuşmaya başladı:
34. "Efendiler, ka­dınlar güçlü değil midir? Yeryüzü çok engin, gökyüzü çok yüksek! Güneş bir günde gökyüzünde dönüp yerine geri gelmekte ne kadar hızlı.
35. O ki, bu şeyleri dolduran, yüce değil midir? Ama gerçek bütün bunlardan yüce, daha güçlüdür.
36. Bütün yeryüzü ger­çek üzerine kurulu ve cennet onu kutsar. Tanrı'nın tüm işleri titretip ürper­tir. O'nda hiçbir kötülük yoktur. Şa­rap kötüdür, kral günahkârdır, kadın­lar kötüdür, insanın tüm soyu günah­kârdır. Buna benzer şeyler ve onların bütün işleri adaletsizdir.
37. Onlarda hiç bir doğruluk yok, günahlarının içinde mahvolacaklar.
38. Ama gerçek ebedi­dir, daima güçlüdür. Sonsuza kadar kalıcı ve egemen olacaktır.
39. Onda kesinlikle kayırıcılık ve ayrıcalık yok­tur. O sadece kötülük ve günahın ye­rine doğru olanı yapar. Tüm insanlar onun işlerini onaylar.
40. Onun yargıla­rında doğru olmayan hiçbir şey yok­tur. Kuvvet ve krallık makamı, güç ve görkem ona özgüdür. Tanrı gerçeği kutsasın!"
41. Konuşmasını bitirir bitir­mez bütün insanlar bağırıp, "Büyük olan gerçektir, o her şeyin en güçlüsüdür!" dediler.
42. Bunun üzerine kral ona, "Ne di­lersen dile" dedi, "Yazılandan daha fazlasını iste, sana vereceğiz. Çünkü, senin en bilge kişi olduğuna karar ve­rildi. Sen yanımda oturacak, benim erkek akrabam çağrılacaksın."
43. O da kralı şöyle yanıtladı: "Kral olduğun gün Yeruşalim'i yeniden kurma kara­rını
44. ve Koreş Babil'i yıkmaya baş­ladığı zaman Yeruşalim'den alıp gö­türdüğü tüm kapları oraya geri gön­dermek üzere içtiğin andı anımsa.
45. Aynı zamanda sen, Kildanlılar Yahuda'yı yerle bir ettiklerinde Edomlular'ca yakılan tapınağı da yeniden kurmak üzere ant içmiştin.
46. Şimdi, ey kral hazretleri, benim dileğim, siz­den isteğim şudur. Bu sizin ününüze de yaraşır. Bu yüzden kendi dudakla­rınızla Göklerin Kralı'na içtiğiniz an­dı yerine getirebilmeniz için dua edi­yorum."
47. Kral Darius ayağa kalkıp Zerub­babil'i öptü. Tüm haznedarlarına, böl­ge valilerine, generallerine ve valileri­ne mektuplar yazdı. Onların ona ve onunla birlikte gidip Yeruşalim'i ye­niden kuracak olanların hepsine mu­hafızlar vermelerini istedi.
48. Kili-Suriye ve Fenike'deki bölge valilerine, Lübnan'dakilere kentin binası için Lübnan'dan Yeruşalim'e sedir ağacı getirip kendisine kentin inşasında yar­dımcı olmaları için mektuplar yazdı.
49. Ayrıca Yeruşalim'e dönmek iste­yen Yahudiler'in yararına da bir mek­tup yazdı. Hiç bir memur, vali, bölge valisi veya haznedar onları rahatsız etmeyecekti.
50. Yerleşecekleri ülkede vergiden muaf olacaklardı. Edomlular önceden ele geçirdikleri köyleri Yahudiler'e teslim edecekti.
51. Tapınağın onarımı tamamlanıncaya kadar her yıl 20 talant gümüş toplanacaktı.
52. Ek ola­rak, buyruklar uyarınca hergün sunul­ması gereken 17 yakmalık sunu için yılda 10 talant gümüş toplanacaktı.
53. Babil'den çocukları ve kâhinleriyle birlikte kentin onarımı için gelen her­kesin özgürlüğü garanti altına alına­caktı.
54. Kâhinler desteklenecek, hiz­met sırasında giydikleri giysiler hazır­lanacaktı.
55. Kral, tapınağın onarılıp Yeruşalim'in inşa edilmiş olacağı gü­ne kadar Levililer'e destek sağlanaca­ğını yazdı.
56. Kenti koruyacak olan her­kese arazi ve maaş sağlanacaktı.
57. Kral, Koreş'in ayırıp Babil'e götürdüğü tüm kapları Yeruşalim'e geri göndermesi için de buyruk verdi.
58. Genç adam Zerubbabil dışarı çık­tığında yüzünü Yeruşalim'e çevirip gökyüzüne kaldırdı. Göklerin Kralı'na şükretti:
59. "Başarı senden, bilgelik sen­den; yücelik ve görkem senindir. Ben senin kulunum.
60. Bana bilgeliği ve­ren sensin, övülmeye layıksın. Sana şükranlarımı sunuyorum, ey ataları­mızın Rabbi!"
61. Böylece Zerubbabil kralın yaz­dırdığı mektupları alıp Babil'e gitti. Olanları bütün kardeşlerine anlattı.
62. Onlar da bu olanakları sağlayan ata­larının Tanrısı'na şükredip O'nu övdüler. Halk gidip Yeruşalim'i ve Tan­rı'nın adıyla anılan tapınağı yeniden kurmaya hazırlandı. Yedi gün boyun­ca şenlik içinde ziyafet verdiler.